8 Mart 2015 Pazar

ÇOK AMAÇLI SEHPA'ya GİRİŞ 101


Merhaba arkadaşlar. Yüksek lisans öğrencileri olarak önümüze sunulan çoooook seçenekten (yalnızca 2 tane) birini tercih etmemiz istendi. Ve biz de bu iki seçenek arasından "aileler için çok amaçlı, fonksiyonel sehpa tasarımını" seçtik. Tasarım aşamasının bu bölümünde röportajlar ve ailelerin sehpa alırken yapmış oldukları tercihlere dair gözlemlerimiz yer alacaktır.


Gözlem

İnsanların, tasarımımız açısından özellikle ailelerin, her türlü mobilya seçimlerini gözlemlemeye başladım. Bu gözlemlerimi Kocaeli'deki MOBESKO mobilya mağazaları zincirinde ve bir arkadaşımın da yardımıyla Bursa'da İKEA mağazalarında gerçekleştirdim. Sayfanın geri kalan kısmında bu iki mağazada yapılan gözlemlerden elde edilen sonuçları, bulguları göreceksiniz.

           Gözlemlerin Kocaeli Mobesko mağazasında yapılan kısmında geneli orta yaş üzeri insana hitap eden mobilyaların, zigon sehpaların ve orta sehpaların bulunduğu mağazalar tercih edildi. Bu tarz ürünler satan mağazada 40-45 yaş üzeri kişilerin oluşturduğu aileler gözlendi. Yapılan araştırmada bu tarz ailelerin modernlikten çok sade ve gelenekselci mobilyalara sehpalara yöneldiği gözlendi. Hem modele hem de satın alıp almama kararını ailede kadınların verdiği şaşırtıcı olmayacak şekilde gözlemlenip tescillenirken ana odağımız da haliyle ailenin annesi oldu. Satın alırken aradıkları ilk özelliğin malzeme kalitesi ve kullanım kolaylığı olduğu cümlesi tarafımızca sık sık duyuldu. Öncelik sebeplerinin bu olmasını sorduğumuzda ise almış olduğumuz cevap, belli bir yaştan sonra modernlik ya da göz alıcı inanılmazlıkta bir şıklıktan ziyade daha portatif olup, hafif olması bizim önceliğimiz oluyor dendi. Ama portatif olsun diye de iki günden çürüyecek bir sehpa ya da genel olarak mobilya almak istemedikleri için de malzemenin de kaliteli olması gerektiği cevabı verildi.
          Sehpayı mobilyadan bağımsız tek olarak alan aileler yüksek fiyatlı ürünlerden kaçınıp daha çok ne ucuz ne de pahalı denilebilecek fiyatlara yöneldiler. Bir kaç tane dışa düşen aile olarak sayabileceğimiz kişiler ise özellikle dönem dizilerinde gördükleri tarzda mobilyalar almayı tercih ettiklerini, paranın çok önemli olmadığını "ekranda gözüme hoş gelen mobilyaları, orta masaları kendi evimde de görmek isterim" yanıtını verdiler.

          Ders duyuru kısmında bizden istenen "design thinking" methodlarından birini kullanın denmesi sebebiyle de projektif yöntemlerden biri olan cümle tamamlama methodu kullanıldı. İşte örnekler;

AYFER SERİN (yaş: 43 - evhanımı)

(ihtiyacımı karşılarsa) istediğim yeni ürünü alırım.
Portatif bir sehpa ürününün (çok yer kaplamamasını) isterim.
Ürünün (fiyatı ve rengi) satın almamda beni etkileyen faktörlerdir.
Satın aldıktan sonra (sehpanın herkesçe beğenilmesini, çevremi etkilemesini) isterim.
Sehpayı (hem günlüğe hem de misafirliğe) kullanabilmek isterim.
(marka) benim için önemli değildir, (temizliğinin rahat olması) benim için önemlidir. 

MERVE KÜÇÜKAK (yaş: söylenmedi :) - muhasebeci)

(kalitesine ikna olursam) istediğim yeni ürünü alırım.
Portatif bir sehpa ürününün ( rahat kullanılabilir olmasını) isterim.
Ürünün (kalitesi ve kullanışlı olması) satın almamda beni etkileyen faktörlerdir.
Satın aldıktan sonra ( çok uzun süre sıkıntısız bir şekilde kullanabilmeyi) isterim.
Sehpayı (madem çok amaçlı, sıklıkla farklı şekillerde de) kullanabilmek isterim.
(Fiyatı) benim için önemli değildir, (çok yer kaplamaması) benim için önemlidir.

       İkinci gözlem ise daha evvel lisans döneminde bir başka proje için gitmiş olduğum Bursa İKEA mağazasında yapılmıştır. Bu ders kapsamında Bursa'dan bana bilgileri yollayan arkadaşım Berkay İSKİT'e de teşekkürlerimi sunuyorum. İKEA herkesin malumu olmak üzere biraz daha modern mobilyalar satan daha çok gençlere, öğrencilere ya da yeni evli çiftlere hitap edecek ürünler satan bir İsveç tabanlı mağazadır. İKEA mağazasından edinmek istediğimiz bilgi yeni evlenmiş ya da yaşı daha genç olan evli çiftlerin ürünlerini, özellikle de sehpa ya da masalarını seçerken nelere dikkat ettikleridir. 
       Bu kapsamda gözlem yapılacak kişiler olarak seçilen bireylere MOBESKO grubuna sordğumuz gibi sorular yönelttik. Ve uzaktan gözlemler yapmaya devam ettik. Not ettiğimiz verilere göre yaşı en fazla 30 olan kişiler mağazanın da etkisiyle tamamen modern, portatif, tabiri caizse genç işi tasarımlara yöneldiler. Bu bakımdan bizim dersimiz kapsamında yapmak isteyeceğimiz fonksiyonel sehpa ya da masa tasarımı 40 yaş üstü gruba nazaran daha genç bireylerini ilgisini çok daha fazla çekti. Kurulumu da kullanışı da kolay olan, ağır olmayıp yer kaplamayacak, farklı amaçlar için kullanılarak biz kullanıcılara çözüm önerisi sunacak bir tasarımın düşüncesinin bile fazlasıyla cazip olduğunu dile getirdiler. 






      Yukarıda gördüğünüz gibi olan ve daha farklı amaçlar için de kullanılacak bir sürü ikea ürünü yapmış olduğumuz gözlemler haricinde bize fikir vermek adına da çok iyi olmuştur. Normal kullanım amacının dışında ailelere daha farklı amaçlarla da hizmet sunabilecek sehpa-masa tasarımı fikirleri bu sayede kafamızda canlanmaya başlamıştır.           

Bir başka çok amaçlı sehpa tasarımı (geleneksel)


RÖPORTAJLAR

1) SERAP ERİŞKEN (Meslek: İş Güvenliği Uzmanı)

Soru 1)Sehpa kullanırken ne gibi sıkıntılarla karşılaşıyorsunuz?
Cevap 1: Özellikle ayaklarımızı zigon sehpanın içine sığdırma anlamında bazen sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Bu hem benim için hem de eşim için geçerli bir problem.

Soru 2)Sehpanın size nasıl bir avantaj sağlamasını isterdiniz?
Cevap 2: Çok fazla yer kaplamayarak, oda içerisinde yerden tasarruf etmemi sağlayacak bir yapıda olsa sehpamı daha çok sevebilirim.

Soru 3) Satın alma esnasında sehpanın hangi özelliklerine bakıyorsunuz?
Cevap 3: Sağlam olup olmamasına, fonksiyonelliğine ve fiyatına bakıyorum.

Soru 4) Sehpanızı kaç yılda bir yenileme ihtiyacı duyuyorsunuz?
Cevap 4: Çok kısa sürede değiştirilecek bir ürün değil. O yüzden bu soruya 10 yılda 1 diyebilirim.

Soru 5) Mevcut sehpanızın aynı zamanda ne işlevinin olmasını isterdiniz?
Cevap 5: Koltuk için kol dayanacak yer haline dönüşebilir ya da bir tabure halini alabilir belki, ne dersiniz?

Soru 6) Ürünün portatif olması sizin için bir tercih sebebi olur mu?
Cevap 6: Evet olur.

Soru 7) Piyasadaki çok amaçlı sehpalarda en beğendiğiniz özellikler nelerdir?
Cevap 7: Zİgon sehpa anlamında pek aklıma örnek gelmiyor. Ama daha evvel iç içe katlanabilir bir orta sehpa görmüştüm, açıldığı vakit ciddi anlamda büyük bir yemek masası şeklini alıyordu.

Soru 8) Çok amaçlı kullanımı olan bir sehpa için "şu fiyata olsa alırım" dediğiniz bir tutar var mıdır?
Cevap 8: 500-600 TL olabilir.

Soru 9) Sehpalarınızı ne sıklıkla kullanıyorsunuz?
Cevap 9: Her gün kullanıyoruz.

Soru 10) Kullanım sebebiniz kimlerdir? (kendiniz için ya da misafir için)
Cevap 10: Her gün kullandığımız için öncelikle kendimizi düşünüyoruz.

Soru 11) Çocuklu aileler geldiğinde sehpa kullanımına getirdiğiniz çözüm var mıdır?
Cevap 11: Koltuğun içine girebilecek tarzda bir sehpa satın alarak öncelikle kendi çocuklarımızın aşırı hareketi sonucu bir çarpma ve sehpayı tamamen devirme durumuna önlem almaya çalıştık.
Soru 12) Sehpa seçerken estetğie mi kullanım kolaylığına mı önem verirsiniz?
Cevap12: Önceliğimiz kullanım kolaylığıdır. Ama her ikisine de önem veririz.

Soru 13) Fiyat-kalite oranında ilk baktığınız özellik nedir?(malzeme kalitesi, kullanım kolaylığı, portatif olması, estetikliği, markası)
Cevap13: Kesinlikle kullanım kolaylığı

Soru 14) Peki sehpayı ayrı mı satın alma taraftarısınız yoksa koltukla bütünleşik bir sistemle mi?
Cevap14: Ayrı

Soru 15) Ne boyutta bir sehpa sizin için idealdir?
Cevap15: Zigon olarak cevap vermek gerekirse iki kişilik bir sehpa ebadı iyidir.

Soru 16) Klasik mi modern mi?
Cevap 16: Modern

Soru 17) Evinizdeki sehpadan memnun musunuz? Memnunsanız hangi özelliklerinden, değilseniz neden?
Cevap 17: Son derece memnunum. Daha önceki sorularda da değindiğim gibi hem kullanımı kolay, hem güvenli.
Serap  Hanım ve eşi Oktay Bey'in kızı Zeynep ERİŞKEN'e konu mankenliği yaptığı için teşekkür ederiz :)


2) MURAT ALTUNDAĞ (Meslek: Makine Mühendisi)

Soru 1) Sehpa kullanırken ne gibi sıkıntılarla karşılaşıyorsunuz?
Cevap1: Yüzeyinin aşırı kaygan olması sonucu bazen sehpa üzerindekilerin düşme sıkıntısı yaşanıyor. Yine yüzeyi kolay çizilebilir olduğunda göze hoş gelmeyen tablolar oluşabiliyor. Ya da estetik olmayan üsürnler aşırı yer kaplama problemi oluşturabiliyor.

Soru 2) Sizin açınızdan hangisi en büyük sıkıntı?
Cevap2: Aşırı yer kaplama problemi en büyük sıkıntı

Soru 3) Sehpanın size nasıl bir avantaj sağlamasını isterdiniz?
Cevap3: Hafif olmasını, bu sebeple rahat taşınabilmesini isterdim. Ayrıca ayakların da kesinlikle daha rahat sığdırılabilmesini isterdim.

Soru 4) Satın alırken sehpanın hangi özelliklerine bakıyorsunuz?
Cevap4: Estetikliğine, sağlamlığına ve malzeme kalitesine bakıyoruz aile olarak.

Soru 5) Kaç yılda bir yenileme ihtiyacı hissediyorsunuz? 
Cevap 5: Herhangi bir zarar görmedikçe değiştirmeyi pek düşünmüyoruz. Ama 15 yılda bir diyebiliriz.

Soru 6) Piyasadaki çok amaçlı sehpalarda en beğendiğiniz özellikler nelerdir?
Cevap6: Katlanıp birbiri içerisine girerek yerden tasarruf sağlayan ürünler hoşumuza gitmekte. Ayrıca dişli çark mekanizmasıyla boyu uzayıp kısalan ürünler de dikkatimizi çekmişti.

Soru 7) Çok amaçlı kullanımı olan bir sehpa için kafanızda "şu fiyata olsa alırım" dedğiniz bir tutar var mıdır?
Cevap7: 1000 TL

Soru 8) Sehpalarınızı ne sıklıkla kullanıyorsunuz?
Cevap8: Hemen hemen her akşam kullanıyoruz.

Soru 9) Kullanım sebebiniz kimlerdir? (misafir için ya da kendiniz için)
Cevap9: Kendimiz için kullanırız.

Soru 10) Çocuklu aileler geldiğinde sehpa kullanımına getirdiğiniz çözüm var mıdır?
Cevap10: Mümkünse hiç sivri köşeli sehpaları tercih etmeyiz. Sadece çocuklar için de değil, kendimizi de düşünürüz.

Soru 11) Sehpa seçerken estetiğe mi kullanım kolaylığına mı önem verirsiniz?
Cevap 11: Her ikisi de bizim için önemlidir.

Soru 12) Fiyat-kalite oranında ilk baktığınız özellik nedir? (malzeme kalitesi, kullanım kolaylığı, portatif olması, estetikliği, markası)
Cevap12: Kalitesi ve kullanım kolaylığı

Soru 13) Ayrı mı alırsınız koltukla bütünleşmiş bir sistemi mi tercih edersiniz?
Cevap 13: Farketmez.

Soru 14) Ne boyutta bir sehpa sizin için idealdir?
Cevap14: 500*300lük bir sehpa idealdir.

Soru 15) Klasik mi modern mi?
Cevap15: Oturma grubuyla olan uyumuna bağlı. Her ikisi de olabilir.

Soru 16) Evinizdeki sehpadan memnun musunuz? Memnunsanız hangi özelliklerinden, değilseniz neden?
Cevap 16: Memnunum. Çünkü hem hafif hem de kesinlikle çok sağlam.

Murat ALTUNDAĞ ve ailesinin kullandığı klasik sehpa takımı


Değerli akşamını bize ayırarak sorularımızı cevaplayan Murat ALTUNDAĞ'a sonsuz teşekkürler.
 

3) BERKAY İSKİT-SELENA GÖKHAN-BERKCAN AKPINAR-BAHAR ERSÜ

Soru 1) Sehpa kullanırken ne gibi  sıkıntılarla karşılaşıyorsunuz?
Cevap 1: İç içe olan sehpalarda toz almak çok zor oluyor, ayakların sığması da başka bir dert. Ayrıca sehpa bacaklarının parkeye sürme durumu da hem ses hem de parkeyi çizme açısından problem olabilir.

Soru 2) Hangisi en büyük sıkıntı?
Cevap 2: Ayakların sığması ve toz alamama problemi

Soru 3) Sehpanın size nasıl bir avantaj sağlamasını isterdiniz?
Cevap 3: Yer kaplamaması ve katlanabilir olması sayesinde portatiflik kazanmak isteriz. Bacakların masa kısmına bağlantı olan bölgesinde de iyileştirme yapılabilir.

Soru 4) Satın alırken sehpanın hangi özelliklerine bakıyorsunuz?
Cevap 4: Evin dekorasyonuna uyup uymamasına bakıyoruz.

Soru 5) Çok amaçlı kullanımı olan bir sehpa için kafanızda "şu fiyata olsa alırım" diyeceğiniz bir tutar var mıdır?
Cevap 5: 3lü bir sete 200-250 TL'den fazlasını vermeyiz.

Soru 6) Sehpada estetiğe mi kullanım kolaylığına mı önem verirsiniz?
Cevap 6: Estetik bizim için daha önemlidir.

Soru 7) Klasik türü mü tercih edersiniz yoksa modern mi?
Cevap 7: Modern kesinlikle tercihimizdir.

Soru 8) Ayrı mı tercih edersiniz yoksa koltukla bütünleşik mi?
Cevap 8: Ayrı olmasını tercih ederiz. 

Çok samimi bir ortamda gerçekleştirilen bu röportaj için kardeşlerim Berkay ve Berkcan'a, Selena'ya ve Bahar'a çok teşekkür ederim.

4) NİLGÜN KARAN (Ev Hanımı)

Soru 1) Sehpa kullanırken ne gibi sıkıntılarla karşılaşıyorsunuz?
Cevap 1: Sehpanın fazla yer kaplaması ve bu sebeple geçiş alanını daraltması gibi sıkıntılarla karşılaşıyorum.

Soru 2) Sehpanın size nasıl bir avantaj sağlamasını isterdiniz?
Cevap 2: Portatif olsun, kullanılmadığı zaman ortadan kaldırılabilecek bir dizaynda olsun.

Soru 3) Satın alırken sehpanın hangi özelliklerine bakıyorsunuz?
Cevap 3: Satın alma esnasında kullanışlı olması, ekonomik olması, çizilip leke tutmaması gibi özelliklerine bakıyorum.

Soru 4) Kaç yılda bir yenileme ihtiyacı hissediyorsunuz?
Cevap 4: İlk satın alma esnasında kaliteli almaya özen gösteriyorum. Bu sebeple de çok uzun süre yenilemeihtiyacı duymadan kullanabiliyorum.

Soru 5) Mevcut sehpanızın aynı zamanda başka ne işlevinin olmasını isterdiniz?
Cevap 5: Ayak ayarlaması mekanizması sayesinde tabla kısmının oryantasyonunda değişiklikler yapılarak çalışma masası haline getirilebilir ya da eğim verilerek çizim masası haline de getirilebilir.

Soru 6) Piyasadaki çok amaçlı sehpalarda en beğendiğiniz özellikler nelerdir?
Cevap 6: İç içe geçmeli olanları ya da katlanılarak koltuk arasına koyulma işlemi sayesinde yer kaplamayan sehpaları son derece beğeniyorum.

Soru 7) Çok amaçlı kullanımı olan bir sehpa için kafanızda "şu fiyata olsa alırım" diyebileceğiniz bir tutar var mıdır?
Cevap 7: Belli bir tutar yok. Ama elbette ki ekonomik olanı tercih ederim. Çok amaçlı diye tüm cüzdanımı boşaltmak istemem.

Soru 8) Sehpalarınızı ne sıklıkla kullanıyorsunuz?
Cevap 8: Her gün kullanıyorum.

Soru 9) Kullanım sebebiniz kimlerdir? ( misafir için ya da kendiniz için)
Cevap 9: Hem kendimiz için hem de misafirler için kullanıyorum. Ama elbette daha çok kendimiz için kullanmaktayız.

Soru 10) Çocuklu aileler geldiğinde sehpa kullanımına getirdiğiniz çözüm var mıdır?
Cevap 10: Hayır yok. Ama sehpamızın 4 ayaklı olması dolayısıyla ufak şiddetli çarpmalarda büyük bir devrilme tehlikesi yaşamamaktadır.

Soru 11) Sehpa seçerken estetiğe mi yoksa kullanım kolaylığına mı önem verirsiniz?
Cevap 11: Her ikisine de kesinlikle önem veririm.

Soru 12) Fiyat-kalite oranında ilk baktığınız özellik nedir? (malzeme kalitesi, kullanım kolaylığı, portatif olması, estetik olması, markası)
Cevap 12: Malzemenin kaliteli olmasına özen gösteririm. Markasına da bakarım. Çünkü güvenilir bir markanın ürettiği ürün tüm bu saydığınız özellikleri zaten ihtiva eder.

Soru 13) Ne boyutta bir sehpa sizin için idealdir?
Cevap 13: 300*300 ebadında tek kişilik sehpalar benim için idealdir. Hem çok yer de kaplamaz.

Soru 14) Klasik mi yoksa modern mi tercih edersiniz?
Cevap 14: Mobilyamla uyumlu olmasını tercih ederim. Bu sebeple de şu anki mobilyalarıma uyan klasik modeller daha çok ilgimi çekmektedir.

Soru 15) Evinizdeki sehpadan memnun musunuz? Memnunsanız hangi özelliklerinden, değilseniz neden?
Cevap 15: Sehpamdan memnunum. Uzun yıllardan beri kullanıyorum. Kullanım esnasında fazla yer kaplamaması ve 4 ayaklı olduğu için "hafif çarpmalara karşı" daha güvenli olmasından dolayı menun olduğumu söyleyebilirim.
Nilgün hanımın kullandığı emektar sehpa



   

15 Şubat 2015 Pazar

PROBLEM NO:8 TERSE AÇILMAYAN ŞEMSİYE

ŞEMSİYELER TERSE DÖNMESİN :(

Problem

             Rüzgar esintisi esnasında şemsiyenin olağan oryantasyonunun tersi istikametine dönmesi ve şemsiyeni metal kontrüksiyonunun hasara uğraması. Bu olay hepimizin onlarca defa başına gelmiştir. Bu olay sonrasında şemsiye sağlamsa yola devam edilir, değilse Mikail'e "neden hep bana doğru esiyor bu rüzgar?" serzenişinde bulunulur ve elde bozuk şemsiye ile yola devam edilir.

İhtiyaç

         Rüzgar estiği anda şemsiyenin normal şeklini koruyacak, terse açılmasını engelleyecek son derece basit sistemli bir mekanizma. (kafamdaki tasarım şemsiyenin gövdesine mesnetlenmiş ve üst kısmına farklı noktalardan kalın misina tarzı bir cisimle tutturulmuş bir şekildir)

Fırsat

           Havaların artık iyice saçmalamasından dolayı soğuğu ve rüzgarı her sonbahar ve kış mevsiminde iliklerimize kadar hissettiğimiz için, şu anda kısa vadede çözüm sunabilecek bu tarz basit bir mekanizma olmadığı için bunu bu tasarımı kabul ettirme anlamında bir fırsat olarak görüyorum.

Hedef Kitle

         +13 yaş üzeri şemsiye kullanan insanlar.


Bu problemin anlam ve önemine ithafen :)  

PROBLEM NO:7 MİNİ DEODORANT

TER KOKUSU ARTIK DERT DEĞİL (mi)

             Ter kokusu özellikle yaz dönemlerinde iyice ortaya çıkan ve kendinizin olduğu kadar çevrenizin de son derece kötü bir şekilde etkilendiği bir kokudur. Metabolizmadan metabolizmaya fark göstermekle beraber son derece doğal olan bu oluşum temizliğin imandan gelmesini beklemeyip kişisel bakımına dikkat eden bünyeler için sorun teşkil etmemektedir. Kadınların çantalarına DÜNYALARI sığdırdığı düşünülürse bir adet deodorant ya da parfümü de oraya atmaları onlar için çok rahat bir çözüm yoludur. Fakat erkekler için bu durum o kadar da kolay değildir. Bilimsel olarak da kanıtlanmış olan erkeklerin kadınlardan daha fazla ve çabuk terlemesi hadisesi, üzerine bu deodorant taşıyamama sorununu da ekletince kişi bir sıkıntının içine girebilir. İşte problemimiz ve çözüm yolumuz da buradan geliyor.

Problem

             Problem giriş kısmında da anlatıldığı gibi terleme hadisesi ve insanın büyük şişelerde bulunan deodorant ve parfümleri sürekli yanında bulunduramayacak olma durumudur. (tekrar ediyorum, kadınların çantaları klasman dışıdır) 

İhtiyaç

          İşte bu bahsedilen problemlerden ötürü daha küçük, portatif ve rahatlıkla taşınabilir deodorant ve parfümlere ihtiyaç vardır. Görüntüsü resmi makamlarda da sıkıntı yaratmayacak, kısa bir zaman diliminde hemen kullanılabilecek bir çözüm yolundan bahsediyorum. Tasarımlarımız, anahtarlık içi parfüm, kalem içi deodorant ve kalem arkasında kullanılabilecek roll on tipi hijyen araçlarıdır. 

Fırsat

         Daha evvel böyle bir ürünün bulunmamış olması ve özellikle resmi makamlarda çalışan ve toplantıdan toplantıya koşturan "beyler ve bayanlar" için hızlıca kullanılabilecek ve evrak çantalarında da taşınabilecek bir ürün olması biz tasarımcılar için bir fırsat oluşturmaktadır.




Misal; bu tarz bir kalem dairesel hareketle kalem ucunu ortaya çıkarırken basmalı bir şekilde kullanıldığında da üst kısmına açılacak olan bir delikten çıkacak hava sayesinde deodorant özelliğini sağlayabilir.

Hedef Kitle

          Bu ürün için hedef kitlemiz özellikle iş adamları ve iş kadınlarıdır.    

 

PROBLEM NO:6 ÜTÜ MASASI

ÜTÜ MASASI

              Ütü yapmak bir çok insan için son derece zor gelen ama yapılmamazlık da edilemeyen bir eylemdir. Ya parasını verip dışarıda kıyafetleri düzelttirmek göze alınır (bknz: erkek öğrenci evi) ya da o giysiler paşa paşa ütülenir. Ütü yapmak yakın zamanda inanılmaz bir buluş yaşanmaz ise daha uzun süre hayatımızın içinde barınacak olan bir gerçektirç O zaman bize düşen bu ütü yapma işini biraz daha kolaylaştıracak ya da ütü yapılması esnasında kişiyi rahatlatacak çözümler sunmaktır.

Problem

             Ütü yapılması esnasında bir erkek olarak gözlemlediğim kadarıyla sıkıntı veren noktalardan biri uzun kollu giysilerin ya da gömleklerin kol kısımlarının ütülenmesidir. Sweatshirt, gömlek vs envayi çeşit farklı oryantasyona sokularak ütü masası üzerine konur ve bu şekilde ütü yapılmaya çalışılır. Bu hem zaman kaybıdır hem de zaten sıkıntı veren bir iş esnasında ekstra olarak stres yüklenme durumunu doğurur.


              Bir diğer problem ise genelde yaz mevsiminde yapılan ütü esnasında ortaya çıkan "ayhhh sıcaktan bunaldım yeminle" sorunudur. Yaz sıcaklarının buram buram kendini hissettirdiği o anlarda bir de ütü masasında buhar ile ıstakoz kıvamın durumuna gelmek kimsenin ama kimsenin isteyeceği bir durum değildir.

İhtiyaç

             Bir önceki kısımda bahsedilen problemlerle ilgili çalışmalar yapıldığı taktirde ihtiyacın da bu konular üzerine olacağı su götürmez bir gerçektir. İşte bu nedenle ütü masasının altından çıkacak menteşeli iki ufak aparat vasıtasıyla kıyafetin kolları bu aparatlara takılarak ütü daha rahat bir şekilde yapılabilir. (gömlek ütülemek apayrı bir uzmanlık dalı gerektirdiği için, gömlek kolundaki şeritlerin feyz alınarak ütüleme yapıldığı için bu aparatın gömleklere uygun olup olamayacağı fizibilite çalışmaları neticesinde ortaya konulacaktır)
            Yine problem kısmında  değinildiği gibi sıcaktan bunalan bir bünyeye ütü masasının altından fan ile hava üflenebilir ya da yeni model vantilatör mekanizmalarında olduğu gibi, ütü masasının altında ufak bir bölme oluşturup bu bölmenin içine su koyarak vantilatörün soğuk buhar üflemesi de sağlanabilir. Bu sayede en azından ütünün sıcak buharıyla bunalan bünye bir nebze olsun rahatlatılmış olur.

Fırsat

           Giriş kısmında da belirttiğim gibi ütü yapma işleminin yakın bir gelecekte son bulacağı düşünülmediğinden dolayı ütü masası üzerinde geliştirilecek bu tasarımın alıcı bulması beklenmektedir. Problemler kısmında anlatılan sorunlar hemen hemen herkes tarafından yaşandığı için de bu duruma çözüm olabilecek tasarımlar bizim için değerlendirilmesi şart olan birer fırsat durumundadır.

Hedef Kitle

          Çok fazla düşünmeye gerek yok. Hedef kitle elbette ki kadınlar :)




(Dahi anlamındaki da'yı ayrı yazmayan Bahattin'i de kınıyorum dipnot olarak)   

14 Şubat 2015 Cumartesi

PROBLEM NO:5 ÇAKMAKSIZ SİGARA

ATEŞİ OLAN VAR MI?YOKSA HİÇ GEREK YOK MU?

          -Pardon ateşiniz var mı?
          -Hayır sigara kullanmıyorum.
      
          -Çakmağın var mı abi?
          -Yok abi, sen evden çıkarken almamış mıydın ki?

          Sigara içmek elbette sağlığa son derece zararlıdır. Ben de kullanmıyorum. Ama hepimizin çevresinde fazlasıyla kullanan var. Bunu yadsıyamayız. O yüzden yukarıda girişte verilen cümleleri daha önce duymuş olma olasılığımız son derece yüksektir. Bir kez daha tekrar etmek gerekir. SİGARA SAĞLIĞA SON DERECE ZARARLIDIR. Ama içeni de içtiği için hele hele belli bir yaştan sonra suçlayamayız.
          Sigara içenin çok fazla olduğu ülkemizde hatta dünyamızda sigara sektöürnde yapılacak olan bir yenilikle tasarımcı ekonomik anlamda hayal dahi edemeyeceği paraları kazanabilir ve adını duyurabilir. İşte bu sebeple de sigara üzerinde bir yenilik yaparak tasarımda bulunmaya çabaladım.

Problem

        Sigaranın içmek için hazır hale gelmesi çakmağın sigaranın ucunu ateşlemesi ile alakalıdır. O ilk ateş sayesinde sigaranın ucu yanar akabinde de kişi sigarasını içer. Fakat paltonun cebinde ya da pantolon cebinde çakmak taşımak her daim becerilebilen bir durum değildir. Genelde aranılır bulunmaz, toplu halde dışarı çıkılır bir anda kimse yanına çakmak almadığının farkına varır. Dışarıda birinden istemeye kalkarsın kimi zaman isteyemezsin ya da doğru kişiyi bulamazsın vs... Bu sıkıntılı duruma bu probleme son verebilmek adına bir tasarım geliştirilmeye çalışılacaktır. (bu tasarım hakkında kimya mühendisleriyle hala konuşmalar yapılmakta olabilir-yapılabilir olup olmadığına bakılmaktadır.

İhtiyaç

        Sigara içmek için ateşleme durumunu ortadan kaldıracak yeni bir ürün ve haliyle çakmak bulma sorunsalını ortadan kaldıracak yeni tasarım bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmıştır. Bu durum kapsamında da aklımıza (bir başka arkadaşım ile birlikte) bir fikir geldi. KARPİTLİ SİGARA
       Karpit; kimyadaki karşılığı kalsiyum karbür olan suyla birleştiğinde hızla tepkimeye giren ve asetilen gazı çıkaran, sıkça kullanıldığı için bulunması kolay ve ucuz bir malzemedir. Zararlı olmasına zararlıdır. Fakat sigara içenlerin katlandığı katran, arsenik, benzin, kadmiyum gibi maddeler düşünüldüğünde karpitin veya ortaya çıkacak olan çok küçük miktardaki asetilenin tolare edilebileceğini düşünüyoruz. (öyle olup olmadığı hala araştırılmaktadır)

        Düşüncemiz sigaranın ucuna çok küçük bir oranda karpit koymak ve bu karpit vasıtasıyla çakmaksız, kibritsiz ateşsiz bir yanma durumu ortaya çıkarmaktır. Suyun daha rahat bulunabileceğini hatta ve hatta sigaranın yakılabilmesi için tükürük bezi salgıları vasıtasıyla oluşturulacak olan suyun da kullanılabileceğini düşünmekteyiz. Karpitin kolay bulunan ve maliyeti düşük bir madde olması da bu konuda elimizi güçlendirmektedir.

HEDEF KİTLE

       Hedef kitle rahatlıkla anlaşılacağı gibi sigara içen insanlardır. Çakmağını sağda solda unutan, evden çıkarken almayı unutan insanların bu yeni tasarıma sıcak bakacaklarını düşünmekteyim.

FIRSAT

       Sigara içen insan sayısının son derece fazla olması ve bu yeni tasarımımız sayesinde ekstra bir ürün taşımayacak olmaları elimizi güçlendiren fırsatlardır.
   

PROBLEM NO:4 ÇAYDANLIK (NE KADAR DOLDURMALI)

ÇAYDANLIĞI NE KADAR DOLDURMALI

             Çay içmeyi dünya üzerinde bizim kadar çok seven başka bir toplum yoktur herhalde. Ruh hallerimize göre isimlendirdiğimiz bir içeceği (yorgunluk çayı, keyif çayı) sahiplenmeiz de aslında epeyce normal. Bu kadar çok içtiğimiz çayın demlendiği çaydanlıklar da yıllar geçtikçe gelişme gösterdi haliyle. Sıcaklığı daha iyi tutması açısından ve şekli şemali daha güzel olması açısından porselen çaydanlıklar üretildi. Kullanıcıya farklı opsiyonlar kazandırıldı. Fakat bir sıkıntıya çok fazla çare bulunamadı.

Problem

             Problemimiz  çaydanlıktan bardaklara su döküleceği zaman çaydanlığın üst kısmından da su akması. Bu durum küçük bir problem gibi görünse de son derece sevimsiz ve de can sıkıcı bir olaydır. Etrafın batmasına sebep olurken sıcak suyun sağa sola sıçraması suretiyle de yanma vakalarına sebebiyet vermektedir. 

İhtiyaç

              Problem kısmında belirttiğim duruma son verebilmek adına çaydanlık kısmına takıp çıkarılabilir bir adet aparat koymak suretiyle bu probleme bir son verilebilir. Çaydanlığın direkt bu aparat varmış gibi yeniden üretilmesi de söz konusu olabilir. Fakat bu aparat çaydanlığın üst kısmını daraltacağından dolayı bulaşık yıkama esnasında istenmeyen bir durum oluşturabilir.
             Kısa sürede alelade yapılan bir çizimimde de görülebileceği gibi "kırmızı olarak görülen kısım" aparatın olacağı yeri göstermektedir. Bu sayede sıcak suyun bardaklara dökülmesi esnasında sorunun ne olduğu suyun nereden yanlış bir şekilde döküldüğü ve hangi tür çözümle sıkıntının sonlandırılmak istendiği daha rahatlıkla belirtilmeye çalışılmıştır.

Fırsat

            Çay kültürünün hiç bir zaman bitmeyeceği düşünüldüğünde ve bu sorunun da günümüz çaydanlıkları sebebiyle devam ettiği düşünülürse bu krizi fırsata çevirmek istediğimi söyleyebilirim

Hedef Kitle

            Bu tasarım için hedef kitlem çay içmeyi seven tüm insanlardır :) ama özellikle evde hele hele gün gruplarında çay servisini yapan kişinin kadınlar olduğu düşünülürse alt segmentim kadınlardır.  

 

PROBLEM NO:3 FERMUARLI KONSERVE

KONSERVENİN KESKİN ve ÇİRKİN YÜZÜ

          Konserve yiyecekler mutfağımızın genellikle vazgeçilmezleri arasında yer almaktadır. Direkt yiyecek olarak değil, yemek içi malzeme olarak da kullanılan salça, bezelye, fasulye gibi mamullerin de konserve içinde depolandığı düşünülürse bu kullanım şeklinin ne kadar da mutfağımıza aşina olduğu rahatlıkla anlaşılabilir. Kullanımı bu kadar yaygın olan konservenin kullanım rahatlığının aynı oranda rahat olması gerekmektedir. Fakat bu rahatlığın olduğu ne yazık ki şu an için söylenemez. Neden mi?


Problem

           Konserve yiyeceklerin açıldığı anda bitirilmesi gibi bir zorunluluk yoktur. Örneğin klasik yemek tariflerinde de duyulduğu üzere tencerenin içine "bir yemek kaşığı salça" atılır. Öyleyse ağzı açılan bu konserve tekrar nasıl kapatılır? Zira konserve içinde mamülün hava almaması lazım, aksi taktirde bir sonraki kullanımda salçanın ya da bezelyenin üzerinde 1 parmak küf görmek içten bile değildir. Öğrenci evi olsa belki o halde de kullanılır ama ailenin iç işlerinden sorumlu devlet bakanı olan kadınların mutfakta bu halde bir salçayı kullanmayacağını söylememe aslında gerek bile yok sanırım :) İşte bu ağzı açılan konservenin içinin hava alması sorunu problemlerden bir tanesidir.
            Bir diğer problem de konserve açacağıyla açılmış konservelerin ağzının son derece keskin kalma durumudur. Evin mutfak kısmını sıkça kullanan ev hanımlarına sorduğumda ağız birliği etmişçesine konserve içinde bir şey almak gerektiğinde el bileklerinin çizildiğini, konserve kenarındaki keskin uçların ellerine zarar verdiklerini söylediler. Yemek yapmak uğruna kan akıtmaya gerek yok. Bu problemin de çözüme kavuşacağı ufak bir tasarım bence son derece iş görür.

İhtiyaç

           Konserve konsepti için ihtiyaç duyduğumuz şey ağzı rahatlıkla kapatılabilecek, açıldığı taktirde kesici uçlar barındırmayacak yeni bir konserve tasarımı. Bu ihtiyaç doğrultusunda benim aklıma gelen şey ise fermuarlı ağzı açılıp kapanabilir konservedir. Kulağa ilk söylendiği anda saçma gelse de kapatıldığı anda hava geçirmeyecek olan bu ürün aynı zamanda açıldığı anda elde kesik oluşturmayacak bir şekle de sahip olacaktır. 

Fırsat

           Araştırmalarım doğrultusunda daha evvel böyle bir tasarımın yapılmadığını gördüm. Ayrıca konserve kullanımının yakın bir gelecekte bitmeyeceği de düşünülürse bu sektörde bir yeni ürün geliştirmenin açıkçası bir fırsat olduğunu düşünmekteyim. Bu fırsatı da sonuna kadar kullanmayı amaçlamaktayım.

Hedef Kitle

          Bu ürün için planlamış olduğum hedef kitle mutfak işlerine düşkün kadınlardır. Özellikle ev hanımları birincil tercihimi oluşturmaktadır. Zira bu tasarım sadece konserve içindeki mamul esnasında hizmet vermeyecektir. Konserve içindeki salça vs ürün tükendikten sonra aynı konserve içine farklı şeyler koyularak yeni mamülleri saklamak için de kullanılabilir. Çünkü fermuar mekanizması bozulmadıktan sonra konserve her daim kullanıcının amacına hizmet verebilecektir. Türk kadınlarının farklı kaplar içine envayi çeşit yiyecek koyma huylarını da göz önüne alırsak (dondurma kabı içine yaprak sarma gibi) bu konserve tam da mutfaktaki başarılı ev hanımlarımıza göre ;)

 

PROBLEM NO:2 ERGONOMİK KESME TAHTASI

KESME TAHTASINDA YENİ BİR BOYUT

            Yemek kimilerimiz için yenilerek giderilmesi zorunlu tutulan bir ihtiyaç iken kimilerimiz içinse son derece büyülü bir hobi olmaktadır. Yemek yapmayı bir sanat olarak görenlerin sayısı hiç de azımsanmayacak bir çoğunluktadır. İşte bu sebeple yemek üzerine ya da genelleme yapmak gerekirse mutfak sektöründe yapılacak olan yeniliklerin alıcı bulması çok da zor olmamaktadır. İşte bu düşünceden dolayı birazdan size tanıtılacak olan problem ve akabinde verilecek olan çözüm örneği bu yeniliğin cazibesi dolayısıyla yapılmıştır. 
(ÖNEMLİ NOT: Bu fikir 2011-2012 eğitim öğretim yılında Kocaeli Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü'nde okutulan Konstrüksiyon Tekniği Dersi kapsamında yapılan bir proje sonunda oluşmuştur. Tasarımı gerçekleştiren 5 kişilik grup arasında benim de olmam sebebiyle tasarım buraya konulmuştur. Gruptaki diğer arkadaşlarımın, dostlarımın anlayışla karşılayacaklarına eminim. Bu sebeple her biri birer makine mühendisi olan sevgili Harun Arda BALYALI'ya, Ahmet ÖZTÜRK'e, Ali BEYAZNAR'a ve Cevdet Eren LOKUMCU'ya teşekkür ediyorum)


Problem

            Büyük restoranların mutfaklarında bulunmasanız bile televizyonlardan bu yerlerin nasıl bir yapıya sahip oldukları hakkında bir bilginiz vardır. Bu mutfaklar son derece dardır. Dar alanda muazzam yemekler yaratılmaya çalışılır. Mutfağın genişletilmesiyle alakı sorunlar bizden ziyade daha işin başında inşaat mühendislerini ve iç mimarları ilgilendirdiği için bizim işimiz hali hazırda kullanılan mutfakta bir yenilik yaratma çabasıdır. 
            İşte bu amaç sebebiyle benim anlatacağım problem fazlasıyla yayık bir şekilde hazırlanan servislerdir. Servislerden kastım yemek servisidir. Bunun içine ana yemek tabağı, salata kaseleri girmekte, ekmeklerin doğranarak koyulduğu tabaklar bile bu kapsamda tutulmaktadır. Tüm bu işlemlerin farklı farklı yerlerde yapılması hem bir karışıklığa sebep olmakta, hem de zaman bakımından ufak da olsa gecikmelerin oluşması sonucunu doğurmaktadır.
   


İhtiyaç

          Problem kısmında değinilen karışıklıklar dolayısıyla işlemlerin bir arada yapılabileceği bir tahtaya gereksinim vardır. Bu tahta üzerinde farklı bıçak gözleri olacak, kaselerin yerleştirilebileceği oyuklar olacak, ekmek kesme kısmı için ayrı ızgara bırakılacak hatta ekmek kırıklarının toparlanılabileceği bir göz bile olacaktır. Yapılan araştırmalar sonucunda maliyet açısından en uygun ana malzeme üzerinde kesme tahtası oluşturulacaktır. ( Belirttiğim gibi bu tasarım benim de içinde olduğum grup tarafından yapıldığı için bu araştırmalar yapılmış ve en uygun malzemenin bambu olduğuna karar verilmiştir)

 Yukarıda görülen tasarım tarafımızca SolidWorks programında yapılmıştır.

 Tahtanın malzeme seçimi öncesinde fizibilite çalışmaları yapılarak fiyat araştırmasına gidilmiş ve buna göre bir tasarım oluşturulmuştur. 


     Videoyu tost makinesiyle çekmiş gibi olduğum için özür dilerim :)

Hedef Kitle

         Bu tasarım ile ulaşmak istediğim hedef kitle restorant sahipleridir. Zira bu tarz ürünlerin büyük mutfaklar için ideal olduğu düşünülürse ilk hedef büyük restorantlardır. Bu sebeple de restorant sahiplerinin ve o mutfağın şeflerinin etkilenmesi gerekmektedir.

Fırsat

         Bu tarz bir ergonomik ürüne büyük mutfakların ihtiyacının olması, olabilecek en ergonomik malzeme seçimleri yapılarak komple bir üretim sürecine tabi tutulması, tahtanın içine sokularak muhafaza edilebilecek bıçaklara kadar düşünülmüş olması restorant mutfaklarının dar alanında servis kabiliyetini arttıracak şahane bir fırsattır. Ben de bu fırsatı golle sonuçlandırmak isteyen bir tasarımcı olarak odağımı bu ürün üzerine yoğunlaştırdım. 
    
Tüm bu yazdıklarımı okuduğunuz için teşekkür ederim :)   

PROBLEM NO:1 YER KAPLAYAN KANEPE+SEHPA İKİLİSİ SORUNSALI

SEHPA ve KANEPE(KOLTUK) İKİLİSİ


           Yaşadığımız ülke insanlarının özellikleri nelerdir diye sorulduğu taktirde alınacak cevaplarda ilk 5e girecek olanlardan biri kesinlikle "misafirperver" olmamızdır. Biz evimize gelen misafirlerimize hizmet etmeyi, onlara hizmetlenmeyi çok severiz. Hatta hatta bu "misafir ağırlama" olayını yapılan envayi çeşit yiyecek vs ile de taçlandırırız.
     
           İşte problem de tam burada başlıyor.


Problem 

          Oturulan koltuk ile üzerine yenilecek içilecek eşyaların koyulacağı sehpanın ikili olarak düşünüldüğünde fazlasıyla yer kaplaması. Bunun akabinde de sehpa hizmetine koşulacak olan bir adet evin bireyi. ( Kız kardeşiniz yok ise bu kişi genelde evin büyük oğlu olur ki bu da bu örnekte ben oluyorum ) 
          Zaten hali hazırda kalabalık olan misafir ağırlanan oda bu sehpaları kimin ayağına götüreceğim seramonisi eşliğinde iyice işin içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Bu sebeple de problemin bir çözüme ihtiyacı mevcuttur.





İhtiyaç

        Daha az yer kaplayacak, kullanımı son derece rahat olacak, ergonomik ve de olabildiğince ekonomik bir sehpalı kanepeye ihtiyaç vardır.  

Fırsat

       Ülke yapımızın, gelenek göreneklerimizin, bayramlaşmalarımızın, misafir ağırlamaya duyulan ilgimizin hiç bir zaman bitmeyeceği düşünülürse böyle bir ürün ihtiyacı her zaman vardır. Bu da ürün tasarımcıları için bulunmaz bir fırsattır. 

Hedef Kitle

       Bu olası yeni tasarım ürün için odaklanılan hedef kitle kadınlardır. Özellikle ev hanımları daha fazla önem verdiğim bir segmenti oluşturmaktadır. Konunun girişinde bahsedildiği gibi misafir ağırlama, konuğa hizmetlenme gibi durumların Türk ailelerinde daha çok görüldüğü düşünülecek olursa pazarımızın önceliğinin de Türkiye ve Türk kadınları olduğu su götürmez bir gerçektir.

   


5 Şubat 2015 Perşembe

İTÜ İşletme Mühendisliği Tasarımı Ders Projesi

PROJEYE BAŞLARKEN

        İtü'nün İşletme Mühendisliği bölümünde okuyan 507141003 numaralı bilimsel hazırlık öğrencisi olan bendeniz BARKIN KARAN, bir dönem boyunca "İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ TASARIMI I" dersi kapsamında yapılacak olan projeyi mümkün olan en gümcel şekilde bu blogumdan sizlerle paylaşacağım. 05 Şubat akşamında bu blogu açarak proje için ilk resmi adımı da atmış bulunuyorum. Birlikte çalışacağım tüm grup arkadaşlarımla birlikte iyi bir puan alarak projeyi tamamladığımız günleri de umarım görürüm :) Sınıftaki tüm arkadaşlarıma da başarılar, tasarımlarımız orjinal, zihnimiz hep berrak olsun...